rahat.
Stand at ease! Rahat!
rahat etmek Fiil
biriyle teklifsiz olmak Fiil
müsterih olmak Fiil
rahat olmak Fiil
rahatlamak Fiil
rahatsız olmak Fiil
huzursuz, rahatsız, endişeli, meraklı, içi rahat etmeyen.
He was ill at ease with people whom he didn't understand.
rahat yaşamak Fiil
tedirgin etmek Fiil
rahatsızlık vermek Fiil
birini müsterih etmek Fiil
rahatlatmak Fiil
ferahlatmak Fiil
yatıştırmak, teskin etmek, rahatlatmak, sıkıntısını gidermek.
birinin gönlünü ferahlatmak Fiil
birinin zihnini rahatlatmak Fiil
içinıaçmak Fiil
rahat duruş